18 Ekim 2016 Salı

Cahit Zarifoğlu ve ''Yaşamak''

 
Cahit Zarifoğlu’nun günlük tarzında yazılmış “Yaşamak” kitabından alınan  satırları anektodlar eşliğinin de. Bu zarif şairimizin kalemi gibi güçlü kişiliğinin hepimize örnek olması ümidiyle…

  • Şiir Gibi!

Bazen Yüce Sanatçı’nın yeşile boyadığı bir dağ, maviye boyadığı bir deniz, rengarenk yarattığı bir kuş, aslı bulunmaz bir şiir olur ruhumuzdan okunur. Şiir sadece yazılan şeylerden mi ibarettir? Çocuk gülümsemesi şiir değil mi? Bir safta durmuş, Yaratıcı’sına secde eden her kesimin olduğu bir topluluk şiir değil mi? Aruza, heceye ne gerek var ruha dokunan her şeye şiir desek ya… Anne, babanın evlada duası da şiir sayılsın!

  • Dört Kutsal Kelime!

Zulmedince kendim, lutfedince sen!  Onlar: «Rabbimiz, biz kendimize zulmettik; eğer Sen bizi bağışlamaz, bize merhamet etmezsen kesinlikle hüsrana uğrayanlardan oluruz.» dediler. (A’râf Suresi; 23. Ayeti Meali) O’na (celle celalühü) tutsak olmanın gerçek özgürlük olduğunu bilenler dört kutsal kelime duydu mu?

cahit zarifoğlu




























  • Tefekkürün Dibi!

Bir saat tefekkür bazen bir sene ibadetten daha hayırlıdır dedikleri tefekkür böyle bir tefekkür işte! Eğer namaz kılma isteğiniz geliyorsa izlediğiniz manzarayı tefekkür etmişsinizdir. Zannınız güzelleşiyorsa ve büyüyorsa güzel bakmışsınızdır. Şairimiz bize iki satırla tefekkür testi çözdürdü! Artık tefekkürlerinizin arkasına iki rekat daha eklersiniz.









  •  Kalbiniz!

Şairimizden alınabilecek en güzel öğütlerdendir belki; Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız









  •  Zekata farklı bir bakış

Para hepimizin parası kimi sende, kimi onda sen kimin parasını kimden saklıyorsun? Her ne kadar bir dilencinin Cahit Zarifoğlu’ndan para koparmak için sarf ettiği kelimeler olsa da bunlar, haklılık payı oldukça yüksek. Milletin 5 liralık parasını, kurbanını kendinizde saklayacak değilsiniz değil mi? Yuf be demezler mi adama...


  • Üstad!

Üstad ki ne üstad! Biri ile konuşunca dünyanızın ne kadar da küçük olduğunu anlıyorsanız o insanlardan kopmayın. Allah dostudur onlar, bulursanız bırakmayın! Bir de Necip Fazıl Kısakürek okuyun kesinlikle okuyun!


  • Şeriat ve Sanat

Nereye gideceğiz? Kime güveneceğiz? Kim Allah adamı? Şu cemaat mi doğru bu mu diye sorgulayıp duruyorsunuz ya işte basit bir cevap; yaptıklarının şeriata uyup uymadığına bakın. Havada uçması, kitap yazması, sünneti reddedip kendi kafasına göre meal yazması kimseyi alim yapmaz! Siz siz olun şeriata uymayana uymayın!

  • Sebebi Anlaşılamayan Hüzün Nereden Gelir?

Sebepsiz hissettiğiniz hüzünler sizi bir duaya, bir iki damla göz yaşına, bir de secdeye ulaştırmıyor mu işte hamd olsun bu hüznü verene! Hüznünüz, çileniz varsa oturun bir daha şükredin Allah sizi bırakmamış, özünüze giden bir kapı açmış.


  • Keramet

Abdulkadir Geylani hazretlerinden talebeleri bir mucize göstermesini istiyor. O da kalkıp yürüyor ve geri geliyor. Öğrencileri, biraz afallıyor. Biri cesaret toplayıp soruyor: “Sultanım, takdir ederseniz ki biz de yürüyebiliriz. Bunda keramet nerededir?” Abdulkadir Geylani hazretleri: “Siz nasıl yürüdüğünüzü bilseydiniz, başka keramet aramazdınız!” Bilim adamları günümüzde insanın yürümesinin tamamen bir mucize olduğunu açıkladı. Yapılan araştırmalarda, insanoğlunun yürürken sarf ettiği kas hareketleri, harcadığı birim başına düşen güç oranı, vücut endeksleri gibi bilimi şoka uğratan gerçekler ortaya çıkmıştır. Abdulkadir Geylani hazretlerinin yüzlerce yıl öncesinden bu bilimsel gerçeğe dikkat çekmiş olması, o zaman talebelerinin anlayamadığı kerametini, günümüz aklı selim insanlarının bakış açısından daha iyi anlaşılmaktadır. Şimdi bir adım atıp sonra da tefekkür yapmanın tam zamanı



15 Ekim 2016 Cumartesi

"Yapımcı olsam kesin filmini çekerdim" diyeceğiniz bir hikaye!


   EROS ( AMOUR )
    
     Eros annesi Aphrodite gibi dünyaya güzellik ve neşe getirir, insanların gönüllerini aşk ateşi ile yakar, insanların mutluluklarını yada sonlarını hazırlardı. Sırtında bir çift kanadı vardı. Bu kanatlarla uçarak dünyayı dolaşır geçtiği yerlere çiçek kokuları saçardı. Eros'un elinde her zaman okları olurdu. Bu oklarla insanları kalplerinden vurur onları birbirlerine aşık ederdi. Ve bir gün kendiside bir güzele aşık oldu.

   Psykhe (Ruh) bir kralın üç kızının en güzeli idi. Gerçekten o kadar güzel, o kadar alımlıydı ki görenler onu Aphrodite sanıyorlar ona tapınıyorlardı. Aphrodite bir ölümlü ile karıştırılmaktan hiç hoşlanmamıştı. Bu yüzden bir gün oğlu Eros'u yanına çağırdı ve onu dünyanın en çirkin erkeğine aşık ederek cezalandırmasını istedi. Eros annesinin isteğini yerine getirmek için hemen yola koyuldu. Psykhe'yi bulduğunda, çok gururlu olan ve kimseye aşık olmamakla övünen bu genç kızı, dünyanın en çirkin, en kötü erkeğine aşık etmeye niyetliydi ancak kalbini nişan alarak oku atmak üzereyken Psykhe'nin güzelliği aklını başından aldı.    

   Onu başkasına aşık etmek isterken kendisi aşık olmuştu. Psykhe'yi alıp sihirli bir saraya götürdü. Bu saray uyuyan bir ormanın ortasında kurulmuş, muhteşem fakat ıssız bir saraydı. Kanatlı güzel delikanlı gece karanlık düştükten sonra kendini göstermeden saraya giriyor ve sevdiği ile buluşuyordu. Sihirli sarayda bir insanın isteyebileceği her şey vardı. Fakat Psykhe'nin tek istediği kendisini deliler gibi seven bu delikanlının yüzünü görmekti. Fakat Eros bunu kabul etmiyordu, gece hep karanlıkta geliyor ve güneş doğmadan da gidiyordu, akşamları sarayda ateş yada mum yakılmasını yasaklamıştı. Psykhe ne kadar yalvrsa da fayda etmedi.

"Aşkımızın sırrını kalbinde taşıdığın sürece mutlu olacaksın" dedi Eros "Beni görmeyi aklından bile geçirme, kim olduğumu yada kimin oğlu olduğumu öğrenme, bilmeden tanımadan beni körü körüne sev..senden gizlenen şeyleri öğrenmeye çalışarak mutlu olma fırsatnı elinden kaçırma."

   Ve Psykhe de bunu kabul etmiş..Eros'u görmeden kim olduğunu bilmeden körü körüne sevmişti. Birlikte çok mutluydular ancak Psykhe'nin kızkardeşleri onların bu mutluluğunu kıskandılar..bir gün kardeşlerini ziyarete geldiklerinde ona sevdiği delikanlının dünyanın en çirkin en iğrenç en vahşi görünüşlü adamı olduğunu söylediler. Eğer güzel bir delikenlı olsaydı, sevdiğinden yüzünü gizlemezdi, seni böyle ıssız bir sarayda tutmzdı dediler. Ve ona gece sevdiği gelmeden önce yanan bir lambanın üzerine vazoyu ters çevirip koymasını söylediler. Böylece Eros uyuduktan sonra vazoyu kaldırıp aydınlıkta onun yüzünü görebilecekti.

Psykhe merakına engel olamayarak kardeşlerinin dediklerini yaptı. Yanan lambayı bir vazonun altına gizleyerek sevdiğini beklemeye başladı. Eros her şeyden habersiz saraya dönmüş kendinisevdiği kadının kollarının arasına bırakmıştı. Kısa sürede uykuya daldı. Psykhe Eros uyuyunca gürültü yapmadan yavaşça yataktan kalktı ve ters çevirdiği vazoyu alarak lambayı eline aldı, yatağa yaklaştığında gördükleri karşısında hayrete düştü. Çirkin ve iğrenç bir erkek görmeyi beklerken genç çok yakışıklı bir erkekle karşılaşmıştı. Eros'un yakışıklılığı dünyada ki başka hiç bir erkekle kıyaslanamadı.     Yüzü tarif edilemeyecek kadar güzel bu delikalıyı görünce Psykhe'nin ona duyduğu aşk daha da arttı..sevdiğini alnındn öpmek için eğildiğinde elindeki tabağı düz tutamadığından içinde fitil bulunan lambanın kızgın yağından bir damla Eros'un çıplak omzuna damladı. Eros duyduğu acıyla sıçrayarak uyandı. Sevgilisinin kendisini dinlemeyip yüzünü görmek için ona oyun oynadığını anlayınca hemen kanatlarını açıp uçarak oradan uzaklaştı. Eros'un gitmesiyle Psykhe için yaptığı büyülü sarayda bozuldu. Psykhe üzüntüden ne yapacağını bilmez olmuştu. Hatası yüzünden dünyada her şeyden çok sevdiği kişiyi kaybetmenin acısıyla yollara düştü.
     Sevdiğini tekrar bulma ümidiyle tüm dünyayı dolaştı, sayısız yerler gezdi ama bir türlü Eros'un izine rastlayamadı. Nihayet dolaşmaktan bitkin bir halde Aphrodite'in sarayının kapısını çaldı. Onun kendisine acıyıp oğlunun yerini söyleyebileceğini düşünmüştü ancak Aphrodite ona yardım etmek bir yana onu bir köle olarak çalıştırmaya başldı. Zavallı Psykhe sevdiğine ulaşabilmek için buna da razı oldu ve tek kelime dahi etmeden kendisine emredilen her şeyi yaptı. Eros için her türlü acıya katlanmaya razı oldu.

   Nihayet bir gün Eros'un yanan omzu iyileşti ve kendisine bu kadar yürekten bağlı olan sevgilisinin kaderini değiştirmek için Olympos'a gitti. Zeus'un ayaklarına kapanıp Psykhe'nin kurtarılması ve kendisine eş olarak verilmesi için yalvardı. Zeus onun tüm isteklerini kabul ederek Hermes'e Psykhe'nin Olympos'a getirilmesini emretti.

   Psykhe tanrılar katına getirildi ve orada hayatta her şeyden daha çok sevdiği erkekle evlenerek çok mutlu bir hayat sürdü.



     Bu başlığı atmadan önce filmi var mı diye defalarca arama yaptım ve kimsenin bu tarz bir film yapmamış olmasına şaşırdım sizce de güzel olmazmıydı? 🤗

14 Ekim 2016 Cuma

İzlenmesi gereken bir yapıt " Persepolis "



   




    Şimdi sokaklara savaşta şehit düşenlerin adlarını veriyorlar. Ailelerine geride kalan tek şey bu. Sokak isimleri. Simdi sokaklarda yürümek bir mezarlıkta gezinmeye benziyor. 

Persepolis


  
   Sanatsal açıdan 10 üzerinden 8’lik bir film olmuş. Film bittiğinde sizde bir keyif bırakmıyor değil. Şimdi içeriğe gelelim…

İran devriminde büyümüş genç bir kızın gözünden şeriatın baskıcı politikasını anlatan kaliteli bir animasyon..Anlatılanlar doğru olabilir. Benzer şeyleri  duyduk da zaten. Ama dikkatli izleyin filmi. Öyle duygusala bağlayıp kendinizi bırakmayın. Filmin size verdiği bir mesaj var. 

İnsan hakları felan da değil o mesaj. Filmdeki oryantalist bakış açısını göreceksiniz. Batı’nın gözüyle Doğu insanını tanımak! Doğuluları eleştirmek ve hep kötü olayları vurgulamak. Bunları alttan alta mesaj olarak vermek. “İşte bakın Doğulular böyle!” demek. 

Bunları İran’ı savunduğum için felan söylemiyorum. Gel gelelim Fransa’nın gözüyle İran’ı değerlendirmek ne kadar doğru olur? Sinema sektörü bizde biraz gelişmiş olsaydı da biz de Fransa’nın Cezayir’de yaptıklarını anlatan bir film çekseydik keşke.

Aslında bu film savaşın ve devrimin ortasında kalmış Marjane’i anlatsada insana dair pek çok duyguyu içinde barındıran çok yönlü bir film’.Batının vurdumduymazlığıyla, ortadoğunun ahlak bekçiliği arasında bir orta yol yok mudur?Hep uçlarda mı gezinmeli insan? ‘ İzlerken bunu sorgulamama neden olmuş başarılı bir film…

Havalar soğumuş kimene 🤗

 Bugün hızlı bir giriş yapmak istedim ve gerçekten leziz bir dondurma tarifim var hadi yapalımm :)


İlk önce;

  •  Bir tane  muz ( bulabilirsek çilek )
  •  Küçük bir kase yoğurt
  •  Orta boy mango


Mangoyu büyük küpler halinde doğrayıp robota atıyoruz üstüne çilek ve yoğurdumuzu atıp robottan geçiyoruz ve başka bir kaba alıyoruz.

İkinci katımız;


  •  Orta boy bir mango
  •  Bir limon suyu
  •  Yoğurt  ve
  •  Bir yemek kaşığı bal


Yine robottan geçiyoruz.

Ve son katımız ;


  •  Yoğurt
  •   Bir çay kaşığı vanilya
  •   Bir yemek kaşığı bal


Robottan geçiyoruz ve dondurma kabımıza sırayla döküyoruz katları.

Bitti hepsi bu kadar sadece beş dk da yapın :))

Şimdi öğrenci halimizle her zaman mango alamıyoruz tabi ki  alternatifimiz çok zevkinize göre, biz genelde burslar yatınca yaparız ve yaz ayındaysak kesinlikle bol bol çilek kullanın  🐣😆


Bir klasik de Serap'tan

Tekrardan merhaba  😊

Bu yazımda sizlere kullandığım ve sonuçlarını beğendiğim iki tip üründen bahsetmek istiyorum. Eğer sizde benim gibi bazen kendinize bakamayıp bakımsızlıktan aynaya bile bakamıyorsanız bu yazı tam size göre.
  Hayatta her insanın vardır böyle dönemleri özellikle benim gibi sınav dönemlerinde kendinizi kaybediyorsanız uygulaması kolay ve yüzünüzü toplarlayacak iki önerim var.

 İlki tabi ki de herkesin en belalı derdi siyah nokotalar bunun için size iki alternatifim olacak;
 - Rituel de beaute
Bu ürünü her Bim magzasinda kolaylıkla bulabilirsiniz şahsen ben bimin daimi müşterisi olarak ve bir öğrenci gözüyle fiyatını da baz alarak gerçekten etkili bir ürün olduğunu düşünüyorum size bu ürünle ilgili tek uyarım sakın o bandı hızlı bir şekilde çekmeyin yoksa burnunuzun üzerinde ki ufacık tüylerden olursunuz 😌

-Hımalaya herbals neem mask

Malum artık hemen hemen her yerde bir gratis var fakat ürünün tedariki en azından benim yaşadığım yerde biraz zor ama aldığınız zaman size uzun bir süre gidecek nitelikte ambalajı 750 ml dır. Bu ürün gerçekten çok farklı ilk başta normal bi peeling gibi ama gün boyu süren bi temizleme kullandiginiz da etkisini hemen gösteriyor daha sonra gün içinde eliniz burnunuza gittiğinde elinize gelen pütür pütür şeylere şaşırmayın çünkü siyah nokta kökleriniz kendilerini dışariya atıyor!!! 😉

Gerçekten ilk defa böyle bir şeyle karsilastim acaba sadece bende mi böyle oldu ???

İkinci önerim ise yumuşacık bir cilt ıcin hafta da yada iki hafta da bir kullandığım ;

- Dıadermine cilt arındırıcı peeline

Bu da 100 ml.
  İlk aldığım da içinden nasıl bir şey çıkacağını bilmiyordum salladığım da içinden sesler geldi aparta gelip açtığımda şok oldum iýyyy iğrenç bu nasıl bir şey dedim yapısı gerçekten çok değişik( ben genelde sümük  derim ) içinde gerçek kum tanelerinin olduğunu iddia ediyorlar. Ben tüm yüzüme yaklaşık iki üç dk masaj yapar gibi uyguluyorum tanecikleri yüzünüzü açılabilir ama yıkadığımda yüzüm tüm gün yumuşacık kaldı 😊😊😊

Benim tavsiyelerim bu kadar sizinkileri bekliyorum 🙊

Kim bu yeni Blogger! !!



Üniversite son sınıfa gelmiş ama hala kendini tam olarak bulamamış bir genç.
  Evet dediğim gibi bu yıl üniversite hayatım bitiyor ve her gün biraz daha hüzünleniyorum bu yüzden uyandığım her günü sevdiklerimle gecirdigim eğlenceli bir gün olarak bitirmeye çalışıyorum. Mezun olma hissi çok garip yıllardır yaşadığın ve artık ikinci evin olan yerden ayrılma hissi ve hayata atılmak biraz ürkütücü.
   O yüzden tam da hayatımın bu gel gitti döneminde kafamı dağıtabileceğim böyle bir yer neden olmasın dedim?

Ve evet !  Türkiye de 2.5 milyon  olan bloggarlarin en yenisi olarak artık bende burdayım.
   Şu an da kendi blog sayfamı geliştirmek için uğraşıyorum tabi sen bunları okurken ben hala şaşkın ördek gibi saga sola bakıyor  olacağım.
Evet sen , şu an burda yoksun ama biliyorum ki seni buraya çekecek bir şeyler var burda. Hoşgeldin 😊

Hadi turla bakalım !